Şu sıralar sadece ekranlarla sürdürülen klinik çalışmalarda "çerçeve" konusunu kendine has betimsel tarzıyla ele alan Sevinç Beyza Toktay, gündelik yaşam rutinimizle birlikte ruhsal çerçevemizin de sarsıldığı karantina günlerinde, klinik çerçeveyi teknik endişelerin ötesinde hem aslen neyin oluşturduğunu hem de öznel ruhsal kadrajımızı yeniden bulabilmemizin nereden geçtiğini hatırlatıyor: sözcükler. Peki, sözcüklerin sembolik değerinin etkili olmadığı, dahası tanınmadığı oluşumlarda nasıl bir aktarımdan ve çerçeveden söz edeceğiz? Sadece klinik çalışmanın zorluklarında hatta yer yer imkansızlıklarında değil, sağlık sektöründe çalışanların -salgının ilk günleri alkışlansalar da!- giderek artan bir şekilde maruz kaldıkları şiddet, baskı, saldırı vb. olaylarından itibaren tanıklık ettiğimiz bu mesele önemli ve ele alınmayı, geliştirilmeyi bekliyor.
Ötesi için sormamız gereken kaçınılmaz bir soru: sana verilen sözcüklerle ne yaptın?
Ötesi için sormamız gereken kaçınılmaz bir soru: sana verilen sözcüklerle ne yaptın?