Serge Lesourd'un Türkçe'ye çevirdiğim bu yazısı, Kasım 2014'te İstanbul'da düzenlediğimiz "Postmodernite ve Öznellik" kolokyumunda yaptığı konuşmanın metnidir. Lesourd, insanlık tarihindeki temel metinlerden, sağlık, antropoloji, felsefe ve psikanaliz alanındaki belirleyici çalışmalardan itibaren liberalizmin eylem ve performans üzerinden tanımladığı sözde "açık ve sansürsüz" söyleminin ardındaki baskıcı yönetim mantığını ve bireyler üzerindeki etkilerini tartışıyor. Sözün sözceleme ve hakikat değerinin yok olduğu öznellikten çölleşmiş bireylerinin, imkansızın yerini güçsüzlüklerin ve bozuklukların alışının, dahası hayatın yasalarının, nam-ı diğer kastrasyonun (Gerçeği tanımanın ancak yasayla mümkün olduğunu düşündüğümüzde) hataya indirgenişinin gösterdiği gibi...