Kültürlerarası Çalışmalar II: Postmodernite ve Öznellik

Sempozyumlar 15 Eylül 2017

Sunuş:
Gösterenin etkisi olarak öznenin Lacancı kavramsallaştırması, öznellik kuramının temelini oluşturur.  “Gösteren özneyi bir başka gösteren için temsil eder” cümlesi tanıdıktır.  Bilinçdışı öznesi o halde gösteren zincirine yani toplumsal bağı düzenleyen ve belirleyen söyleme kaydoluşunun dışında anlaşılamaz. Bu anlamda ancak gösteren zincirini düzenleyen “politika” içine yazılmış özne vardır.
Bununla birlikte günümüzde hem politikanın, hem toplumsalın hem de psikanalitik kliniğin alanında okunaklı olan öznelliğin yeni ifade biçimleriyle karşılaşmaktayız.  Bu yeni ifade biçimleri “seçim özgürlüğü” adına öznenin gösteren düzeneğinin altına yazılmasının bir reddine ya da gösterenden özgürleşmeye (?) tanıklık ettikleri gibi, bu gösterenlerin öznelliklerimizi ya da en basit anlamıyla şikâyetimizi, ilgilendiğimiz konuları, sorularımızı, semptomlarımızı yapılandırıcı herhangi bir belirleyiciliğe yol açmasına karşı bir redde de tanıklık ederler. Postmodern toplumsal bağ, “apolitik” olma isteğiyle,  başkalığa ve insanlığa dair ilişkilerimizi radikal olarak değişime uğratır.
Böylesi bir postmodern “toplumsal bağın” açılımında olan Türkiye, bu etkilerden hiç de uzak değildir.  Birçok açıdan Avrupa’dan ileride olduğunu söyleyebiliriz.  Muhafazakâr oldukları için “geleneksel” denilen söylemlerin ve her türlü dini söylemden bağımsız oldukları varsayıldığından “modern” olarak adlandırılan temsillerin kavşağında yer alan toplumsal bağımızın, neredeyse Lewis Caroll’un dünyasına benzer mantıki biçimler aldığını gözlemlemek mümkündür. Klinik oluşumlar, gerek toplumsal, gerekse öznel alanda üç düzlemin (Gerçek-Simgesel-İmgesel) düğümlenişinde olduğu kadar, eksiklikle, otoriteyle ya da hakikatle olan ilişkideki zorluklara ve çatışmalara da işaret ediyorlar.
İstanbul Kültür Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nün Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü (IFEA) işbirliğiyle ve Lacancı Uluslararası Psikanaliz Derneği (A.L.I.) dayanışmasıyla düzenlendiği bu kolokyum, bu sorunsallar üzerinde çalışmayı ve buradan elde ettiği açılımlarla yeni sorular üretebilmeyi öneriyor.